Akbük Koyu, masmavi denizi ve el değmemiş doğasıyla adeta cennetten bir köşe. Çam ağaçlarının gölgesinde uzanan bu eşsiz koy, sakin atmosferiyle huzur arayanların vazgeçilmez durağı. Berrak ve sakin suları, insanı hem serinleten hem de ruhunu dinlendiren bir güzellik sunuyor. Akbük’ün dinginliği, günün tüm yorgunluğunu unuttururken, güneşin batışında gökyüzünün ve denizin dansına şahit olmak tarifsiz bir keyif.

Belen Kahvesi, geçmişin izlerini bugüne taşıyan, otantik ve huzurlu bir mekândır. Yeşil doğası ve sıcacık insanlarıyla misafirlerini ağırlayan bu kahve, türkülerin yankılandığı, tarihin canlandığı bir durak olma özelliğini taşımaktadır.

510 yıllık tarihe meydan okuyan Kurşunlu Camii, huzur dolu atmosferi ve etkileyici mimarisiyle ziyaretçilerini büyüleyen bir cevherdir. Muğla’nın sembol yapılarından biri olan bu cami, tarih ve estetiğin kusursuz bir birleşimidir.

Muğla’nın Yerkesik Mahallesi’nde yer alan Kerimoğlu Türküsü Evi, Ege’nin unutulmaz kahramanı Kerimoğlu Eyüp’ün cesaretini ve halkın ona duyduğu derin sevgiyi yaşatan bir mekândır. Ziyaretçilerine sadece bir tarih dersi değil, aynı zamanda duygu dolu bir atmosfer sunar.

Muğla’nın zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek için Menteşe Belediyesi Kültür Evi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bu tarihi yapı, hem geçmişin izlerini sürmek isteyenler hem de sanat ve kültürle dolu bir gün geçirmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunuyor.

Muğla Müzesi, doğa ve tarih tutkunlarının buluşma noktası! Türkiye’nin ilk Doğa Tarihi Müzesi’ne ev sahipliği yapan bu eşsiz mekân, milyonlarca yıllık fosillerden antik çağın büyüleyici kalıntılarına kadar zengin bir koleksiyon sunuyor.

Muğla’nın tarih kokan incilerinden biri olan Yağcılar Hanı, geçmişin ruhunu yaşatan büyüleyici bir mekandır. 14. yüzyıldan günümüze dek uzanan bu han, otantik atmosferi, dar sokakları ve geleneksel mimarisiyle adeta zaman tünelinde bir yolculuk sunuyor.

Zahire Pazarı, Muğla'nın tarihi dokusunu en güzel şekilde yansıtan ve geleneksel atmosferiyle büyüleyen bir mekandır. Osmanlı döneminin izlerini taşıyan bu pazar, hem alışveriş yapmak hem de geçmişe yolculuk yapmak isteyenler için mükemmel bir durak.

Muğla'nın sıcak yaz aylarında serin bir kaçamak yapabileceğiniz bu eşsiz doğa cenneti, aynı zamanda aileyle keyifli vakit geçirebileceğiniz, piknik yapabileceğiniz ve doğanın içinde huzurlu bir gün geçirebileceğiniz bir yerdir. Karabağlar Yaylası'na yapacağınız bir ziyaret, unutulmaz bir deneyim sunacaktır.

Menteşe Saat Kulesi, zarafetiyle şehrin tarihine ışık tutan bir mimari harikasıdır. 1895 yılında Hacı Kadızade Süleyman Efendi ve eşi Pembe Ana’nın Şam'daki bir saat kulesinden ilham alarak yaptırdığı bu kule, geçmişin estetik anlayışını bugüne taşıyor.

Muğla Ulu Camii, tarih kokan Tabakhane semtinde, Selçuklu mimarisinin zarif bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. 1334 yılında Menteşe Sultanlarından İbrahim Bey tarafından inşa edilen bu cami, kesme taşlardan yapılan sağlam yapısı, tek şerefeli minaresi ve ahşap çatısı ile büyüleyici bir estetiğe sahip.

Muğla'nın kalbinde yer alan Arasta Çarşısı, tarihi dokusu ve otantik atmosferiyle büyüleyici bir durak. Dar sokakları, taş döşemeleri ve ahşap işçiliğiyle bezeli dükkânlarıyla geçmişin ruhunu günümüze taşıyan bu çarşı, adeta zamanda yolculuk yapmanızı sağlıyor. El yapımı hediyeliklerden yöresel ürünlere kadar pek çok seçenek sunan Arasta, Muğla'nın kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir adres.

Şahidi Camii, Muğla’nın Menteşe ilçesinde tarihle tasavvufun iç içe geçtiği eşsiz bir ibadethanedir. Osmanlı mimarisinin zarif çizgilerini taşıyan bu cami, yalnızca mimari güzelliğiyle değil, taşıdığı ruhani atmosferle de gönüllere dokunur. Şeyh Şahidi İbrahim Dede’nin ve babası Hüdaî’nin mezarlarını barındıran cami, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir manevi hazine gibidir.

Şeyh Camii, Muğla’nın Menteşe ilçesinde tarihin zarafetle buluştuğu eşsiz bir yapıdır. 1565 yılında Şeyh Bedrettin tarafından inşa edilen bu cami, geçmişin ruhunu günümüze taşırken, manevi atmosferiyle insanı büyüler.

Meneteşe’nin göz bebeği Konakaltı Kültür Merkezi, zarif ahşap işçiliği ve tarihi dokusuyla adeta bir zaman yolculuğuna davet ediyor. 1800’lü yıllarda inşa edilen bu iki katlı han, geçmişin izlerini modern kültürle buluşturuyor. Alt katında bir zamanlar hayvan barınakları ve dükkânlara ev sahipliği yapan yapı, günümüzde kültürel etkinlikler ve nikâh törenleri gibi özel anlara tanıklık ediyor.

Akyaka Halk Plajı, ince kumları ve mavi bayraklı tertemiz deniziyle Ula'nın gözde tatil noktalarından biridir. Sığ ve sakin denizi sayesinde çocuklu aileler ve yüzme bilmeyenler için idealdir. Göz alabildiğine uzanan sahili, etrafını çevreleyen yeşil doğası ve deniz kenarındaki şirin kafe ve restoranlarıyla huzur dolu bir atmosfer sunar.

Azmak Nehri, Akyaka’nın kalbinde saklı kalmış bir cennet! Turkuaz rengi suları, sazlıklarla çevrili doğal güzellikleri ve buz gibi ferahlatıcı havasıyla burası adeta ruhu dinlendiren bir yer. Tekneyle veya kanoyla sazlıklar arasında süzülmek, ördeklerin huzur dolu sesini dinlemek ve nehir kıyısındaki taze balık restoranlarında lezzetli bir mola vermek Azmak’ı unutulmaz kılıyor. Yeşil ve mavinin en canlı tonları burada buluşuyor, doğayla baş başa kalmak isteyenler için tam anlamıyla bir kaçış noktası.

İncekum Plajı, Marmaris’in saklı cennetlerinden biri. Altın sarısı, incecik kumları ve cam gibi berrak deniziyle görenleri büyüleyen bu plaj, doğayla iç içe huzur dolu bir kaçamak arayanlar için mükemmel bir adres. Çam ormanlarının arasında, turkuaz denizin keyfini çıkarırken adeta masalsı bir atmosfere adım atıyorsunuz.

Kaunos Antik Kenti, tarih ve doğanın kusursuz bir uyum içinde birleştiği eşsiz bir yer. M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan köklü geçmişiyle, hem arkeoloji meraklılarını hem de doğa severleri büyülemeye devam ediyor. Kaya mezarları, antik tiyatro ve tapınaklarıyla adeta zamanın derinliklerine yolculuk yapmanızı sağlıyor. Çam ormanları ve Gökova Körfezi’nin huzurlu manzarası eşliğinde, Kaunos’un her bir köşesi, tarihin izlerini keşfetmek için mükemmel bir fırsat sunuyor.